Taksi şöforü nereye gideceğimizi soruyor… Hiiragiya Ryokan diyorum. Haftalardır bu anı bekliyorum. Japonya seyahatimiz belli olur olmaz ilk iş Kyoto’da konaklayacağımız Ryokanı ayarlamak oldu. Uzak olmasına rağmen senelerdir Japonya ve Ryokan hayalim vardı ve nihayet gerçekleşiyor.
Yazı: Sedef TOK – Fotoğraflar: Emre TOK
Ryokan takıntımın kaynağını okuduğum kitaplara, karıştırdığım dergilere ve hepsinden önemlisi son senelerde merak duyduğum Japon kültürü ve sanatına borçluyum.
Ryokanlar geleneksel Japon hanları. Japon misafirperverliğini ve ruhunu özenle koruyor ve hissettiriyorlar. Hiiragiya’da dahil olmak üzere genelde aile işletmeleri olarak geçiyor. Japon misafirperverliği kavramına göre, ortamın doğallığı, görüntüsü ve bunların harmonisi çok önemli.
Örnek vermek gerekirse oda ve Ryokan içinde bulunan çiçek aranjmanları mevsimleri sembolize ederken, girişe su serpme ve tütsü yakma ise geleneksel olarak arınma ve konukları selamlamayı simgeliyor.
Ryokan çalışanlarının kimonaları bile mevsimleri sembolize ediyor. Bir başka deyişle Ryokanlar yemesi içmesi, oturup kalkılması, çay seremoniler ve hamamları ile gerçek, egzotik Japon kültürünü temsil ediyorlar. Nezaket ve misafir ağırlama bu kültürün en önemli parçası.
Üzülerek belirtmeliyim ki 1.300 seneden bu yana süren bu gelenek, ülkemizde ve dünyada pek bilinmemekte ve Ryokanlar oteller ile karıştırılmakta. Umuyorum bu yazım ile bir parça da olsa bu şahane geleneği ve deneyimi sizlerle paylaşabilirim.
Ryokanları 3 farklı kategoriye ayırmak mümkün. Heritage, yani tarihi ve kültürel mirası barındıran, geçmişte sanatçıların ve yazarların konaklayıp ilham aldıkları en okkalı Ryokanlar. Bizim seçimimiz Hiiragiya’da Heritage Ryokan olmasının yanında Kyoto bölgesinin en iyisi olarak adı geçiyordu.
Traditional yani geleneksel yapıyı Japon tipi odaları ve Kaiseki mönüleri ile koruyan Ryokanlar Kyoto’da beş on tane kalmış durumda. Bazılarında batı tipi oda bulmak imkanı olabiliyor. Batı tipi derken, Japon yer yatağı ve mobilyaları haricinde gündelik hayatımızda alışık olduğumuz tipte mobilyalar yani contemporary, modern mimariye ve mobilyalara sahip olan Ryokanlar.
Seçim sizin olmakla birlikte, biz tercihimizi Heritage olandan yana kullanıp, kendimize 200 sene öncesine götürmek istedik, zira odamızda ve Ryokan içerisinde bulunan mobilyalar, objeler antika aile yadigarı idi.
Daha önce belirttiğim gibi otel ve Ryokan arasında en önemli fark, Ryokan da sunulan yemekler. Odaların antikalarla bezenmiş olması veya sıcak termal havuz keyfi yapmak tamamen, konukların yedikleri enfes Kaiseki mönülerinden sonra geliyor.
Kaiseki nedir, neden bu kadar önemli ve Japonya’da adını sıkça duyuyorsunuz bir başka yazımda paylaşacağım. Ryokanın şefi günlük temin ettiği malzemelerle akşam yemeğini ve sabah kahvaltısını hazırlıyor. En önemlisi de, önceden herhangi bir alerjiniz var mı, neler yiyebiliyorsunuz soruyorlar.
Bizim durumumuz da Emre Kaiseki mönüsü alırken, bana özel yemek hazırlanıyor. Her gün için farklı mönü çıktığını belirtmeliyim. Ryokanların bir diğer özellikleri ise Onsen, yani sıcak termal su ile alınan banyo, hamam keyfi, Japon kültürünün de vazgeçilmez parçası.
Ryokan da bir gün nasıl geçer?
Öğlen 14.30 gibi varış, arzu edenler için ücretsiz tren istasyonunda karşılama. Varır varmaz kapıda ayakkabıları çıkartma ve size verilen terlikleri giyme. Bu noktadan itibaren başka bir dünyaya, deneyime bir kez daha yelken açtığınızı anlıyorsunuz.
Resepsiyon ya da odanızda check in, ardından size kalıcağınız süre boyunca hizmetli tahsis ediyorlar. Sizin akşam yemeği, sabah kahvaltısı , yatağınızın yapılması ve kaldırılması, çay servisi ve hamamınızı hazırlamakta yardımcı oluyor. Miyugi bizim hizmetlimiz idi. İngilizcesi çok iyi idi. Çok iyi hizmet etti. Maalesef kesinlikle bahşiş almıyorlar. Ben de ev sahibesinin önünde kendisinin hizmetini överek onore etmeye çalıştım. En iyi yapacağınız veonu en mutlu edecek şey bu.
Check in yaptıktan sonra akşam yemeği ve sabah kahvaltı saatlerinizi teyit etmeniz lazım, zira sunulan yemekler belirli ısılarda hazırlanıyor ve geç yemek yenmesi tavsiye edilmiyor.
Odanıza çıktıktan sonra terliklerinizi girişte çıkarıyorsunuz, rahatlatıcı yeşil çay servisi yapılırken akşam yemeği servisi ve diğer gerekli bilgileri sizinle paylaşıyorlar. Dolabınızda Ryokan içerisinde dolaşırken giymeniz için Kimono tarzı son derece rahat kıyafetler bulunuyor.
İlk işim üzerimi değiştirip iyice havaya girmek oluyor. Bu koton Kimonolara yukata deniyor, Ryokana varmadan önce beden ölçülerinizi verirseniz size özel Yukata hazırlıyorlar. Biz elde olanlarla yetiniyoruz ve son derece memnun kalıyoruz.
Saat 16.00 gibi sıcak termal suyu banyosu Onsen, zira önceden bildirip rezervasyon yaptırmanız gerekebiliyor, bunlar özel banyolar. Banyo öncesi bir kadeh viski alan Emre, bu tahta küvette yorgunluğunu atıyor.
Ofuro, yani banyo. Odanızda günün yorgunluğunu sıcak bir banyo ile atmak isterseniz bunun da bir kaç kuralı var. Öncelikle ayrı banyo terlikleri de olduğunu belirtmem lazım. Banyoda küvete sabunlu bir şekilde hijyen açısından girilmiyor, sabunlanıp duşunuzu aldıktan sonra küvete girebiliyorsunuz. Anlayacağınız küvet keyif yeri fakat bizim alışık olduğumuz anlamda değil.
Banyo sonrası akşam yemeğine kadar tavsiye edilen canınızın istedini yapmak, benim tavsiyem ise arada atıştırma yapılmaması zira akşam yemeği servisi oldukça doyurucu.
Aksam 19.30 gibi akşam yemeği servisi, ben buna servisten çok seremoni demek istiyorum. Mevsimler ve değişimleri Japon kültürünün en vazgeçilmezi, çocuk yaştan itibaren bu şuur ve farkındalık içerisinde yetişiyorlar. Bunun yemeğe yansımaması kaçınılmaz oluyor.
Yemek servisi Hiiragiya’da en nadide porselen, cam ve laklar içerisinde oluyor. Mevsime vurgu yapmak için kullanılan materyaller de olabiliyor. Örnek olarak bambu ve buz. Yemeklerin hangi sırayla nasıl yenmesi gerektiği en ufak ayrıntısına kadar seremoni sırasında anlatılıyor.
Yemek sonrası odanızda dinlenip yeşil çay içebilir veya masaj yaptırabilirsiniz. Akşam yatacağınız saati belirtmek zorundasınız, odanıza gelip yer yatağınızı hazırlıyorlar. Bu yatağa Futon deniyor. Yer yatağı fikri ilk başta cazip gelmese bile, itiraf etmeliyim inanılmaz derecede konforlu ve Japonlar işini gerçekten biliyor.
Sabah kahvaltısı 8.30 gibi yapılıyor, öncesinde sıcak banyo veya yürüyüş iyi gelebilir diye düşünüyorum. Bu arada kahvaltı seçiminizi eğer Japon kahvaltısı almayacaksanız geceden size sunulan formlar üzerince seçenekleri işaretliyorsunuz. Kahvaltının da muhteşem porselenler eşliğinde sunulduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Hiiragiya 200 senedir aynı ailenin işletmesinde olduğu için ev sahiplerinin büyükannesi ile de tanışma fırsatımız oldu. Japonlar dünyanın en nazik, saygılı ve yardımsever insanları. Bizi uğurlarken bile bütün ailenin kapının önüne çıkıp dakikalarca ayakta bekleyip, el sallamaları inanılmaz hoşumuza gidiyor ve mutlu ediyor.
Bu güne bir çok güzel otelde kalmama rağmen, yaşadığım en özel deneyim Hiiragiya’da oldu. Aklım da kalbim de Japonya’da kaldı.